Hayat hepimiz için düz bir çizgi değil, hepimizin hayatında inişli çıkışlı yollarımız olmuştur. İnsanoğlu Hata yapmaya meyilli olarak. Önemli olan yaşanılan olaylar zincirinden gerekli dersi çıkarabilmek tecrübe ve tedbir esas olan olmalı ki yaşadığına değsin. Fakat insan hayatta başına ne geliyorsa ilk defa yaşıyor gibi hissedebiliyor. Çevremizde sevilelim isteriz. Takdir ve tebrik edilmek insanın fıtratına özgü kabul görülmek zaaf noktalarımız, öyle ki bazen yalnız kalma korkusu yüzünden ve sevilme duygumuzun tatmini için çoğu zaman bize uymayan düşünce ve insanlara eyvallah ederiz, hayır çizgimizi bile isteye çiğneriz. İnsanın en büyük koruyucusu kendisi olmalı. Bu bağlamda kendimize zararı dokunabilecek kişilerinden, muhabbeti kendine bir değer katmayan ortamlardan kaçınmak da korunma ve arınma yoludur. Bazılarına laf anlatmak inanın deveye hendek atlatmaktan güçtür. Onlar sizin kendinizi koruma halinize kendi anladığı dilden anlamlar yükleyebilir ve başka cephelerden savaş açmaya çalışabilirler. Günümüzde dostluk arkadaşlık kavramları o kadar seviye olarak alta çekildi ki benim inandığım “Kadın Kadının Dostudur “söylemi şahit olduklarımla yerle yeksan oldu. En hassas anları inandığı değerleri, zaaf noktaları itina ile ele geçirilip cepte biriktirilen bilgiler itina ile koz olarak elde bekletiliyor. Yeter ki o malum kötü gün gelip çatmaya görsün.
Dolayısıyla hayır derken asla tereddüt göstermemeniz gereken insan tipleriyle karşı karşıya kaldığınızda yalnızlığın asil rengini daha çok seveceksiniz. Bunun adına tecrübe diyeceksiniz…
Bu hayatın yarısı çok hızlı evet demekle, diğer yarısı da zamanında hayır diyememekle geçiyor.